16 Mart 2015 Pazartesi

16 Yıl Sonra: 33'ten 35 1/2'a... Çiğdem ile Ezgi... Bir Fotoğrafın Hikayesi...


1999 Yılı'ydı, bir liseli genç kız, Çiğdem Öztoprak (solda), Karşıyaka Spor Kulübü altyapısında oynamak üzere Mersin'den Karşıyaka'ya gurbete geliyor, 15-16 yaşında Karşıyakalı oluyordu, fotoğrafta sağda yer alan Ezgi Böke ise aynı yıl Mersin'de dünyaya geliyordu. Şanslıydı Çiğdem, geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz efsane antrenör Cengiz Göllü ile -ki bu vesileyle rahmet dileyelim kendisine-; İsmail Yengil ile ve Hüseyin Doğanyüz ile Karşıyaka'da çalışma şansı buluyor ve altyapıdaki başarılarının ardından genç yaşında kendisine A Takım kadrosunda da yer buluyordu, etkili smaç servisleri ve atletizmi ile 1. Lig'te başarıyla takıma kenardan gelerek katkı veriyor, geleceğe ilişkin umut veriyordu. Çiğdem, üniversiteyi Ankara'da kazanmasının ardından KSK yönetiminden izin alarak Ankaragücü'ne transfer oldu, sonrasında Toki, Gazi Üniversitesi, TED Kolej formaları giydi, 1. ve 2. Lig'te başarılı sezonlar yaşadı, son 7-8 yılda neredeyse oynadığı tüm takımlarda aynı zamanda kaptanlık görevini de başarıyla yerine getirdi, sakatlık nedeniyle verdiği zorunlu aranın ardından Bor Belediyespor'a 3. Lig'te şampiyonluk yaşatırken, ardından geçtiğimiz yıl kaptanlığını yaptığı Ataşehir Belediyespor'u yabancısız kadrosuyla önce playofflara, sonra yarıfinallerden doğduğu Mersin'de oynanan finallere, sonra da 1. Lig'in kapısına kadar taşıdı, kaderin cilvesi altyapıda hocalığını yapan İsmail Yengil'in çalıştırdığı Seramiksan'a son gün yenilerek 1. Lig'e yükselme sevincini yaşayamadı. Geçen yılki başarısı bu yıl ona başladığı kente dönme olanağı sağladı, bu yıl 2. Lig'te en büyük yatırımı yapan Rota Koleji'nin kaptanı oldu, halen Rota Koleji formasını başarıyla giyiyor ve takımına liderlik ediyor.

Gelelim fotoğrafta sağda yer alan Ezgi Böke'ye... Ezgi, bu yıl altyapımızın başına üstyapıda tarihimizdeki en büyük başarı olan 1. Lig 3.lüğü'nün mimarı olan Gökhan Sezal'ın gelmesi ile şehir dışından yaptığımız tek transfer oldu, Gökhan Hoca'mızın önceki yıllardan tanıdığı genç pasör çaprazı, Çiğdem ablası gibi 16 yaşında Karşıyaka Spor Kulübü altyapısında oynamak üzere Mersin'den Karşıyaka'ya gurbete gelen ikinci isim oldu. Umarız Ezgi de gelişimini sürdürerek Türk Voleybolu'na ve Karşıyaka'mıza önümüzdeki yıllarda başarıyla adını yazdıracaktır. Geçtiğimiz haftalarda altyapımızdan Ezgi Böke'nin yanı sıra, Bensu Deniz Yatkın ve Simay Akdağ'ın da forma giydiği Gelişim Koleji Yıldız Okul Takımı, Mardin'deki Türkiye Şampiyonası Finalleri'nden Türkiye 2.si olarak dönmeyi başarmıştı, kızlarımız Mardin'deyken A Takımımız'ın Rota Koleji maçının oynanmış olması nedeniyle gerçekleşmesi geciken Çiğdem Öztoprak-Ezgi Böke tanışma ve buluşması, geçtiğimiz hafta Cuma akşamı geç saatlere kadar süren ve 3-2 galibiyetimizle sonuçlanan KSK-Gelişim Koleji Genç Takım maçının ardından gerçekleşti, maçı izleyen Çiğdem Öztoprak ablası kader ortağı olduğu hemşerisi Ezgi Böke ile maç sonrası tanıştı. Bu vesile ile ilgi ve duyarlılığı için Çiğdem Öztoprak'a buradan da teşekkürlerimi sunuyorum.

Biraz da fotoğraflar konuşsun bundan sonra...

Çiğdem Öztoprak (11 numara), milli takım forması ile -ki fotoğrafta Çiğdem'in yanı sıra Karşıyaka altyapımızdan yetişen Sinem Akap, Bahar Toksoy, Aslı Köprülü, Nilay Özdemir de yer alıyor, Çiğdem'le Toki'de beraber forma giyen ve fotoğrafta Çiğdem'in yanında yer alan Gizem Giraygil de bildiğimiz gibi 2 yıl önce formamızı başarıyla giymiş ve kaptanlığımızı yapmıştı, bu vesileyle Gizem'e de acil şifalar ve kendisini en yakın zamanda parkelerde görme dileklerimizi gönderelim, fotoğraftaki diğer İzmirli ise Güldeniz Önal, ki kendisi de geçtiğimiz günlerde babasının vefatının üzüntüsünü yaşadı, ona da başsağlığı ve sabırlar dileyelim. Görüldüğü gibi bu jenerasyonda milli takımın yarısı Karşıyakalı, yarıdan çoğu İzmirli idi :)

Bensu Deniz Yatkın, Simay Akdağ ve Ezgi Böke Gelişim Koleji Yıldız Okul Takımı ile kazandığı Türkiye 2.liği kupası ve gümüş madalyaları ile...

Ezgi Böke (1 numara), Yıldız Takımımız'ın yenilgisizliğini sürdürdüğü ve Işıkkent'in yenilgisizliğine 3-0 ile son verdiği maçtan bir sevinç fotoğrafında, Melisa Ünal, Simay Akdağ, Naz Karpat ve Elif Öner ile birlikte...

%90'a yakını Spor Okullarımızdan yetişen sporculardan oluşan altyapımız, az sayıdaki takviyenin de uyum içinde takımlarımıza katılımı ile üstyapımıza yeni yetenekleri taşımaya devam ediyor, devam da edecektir, sonraki kuşakları voleybolumuza kazandırmaya devam edecektir, her zaman söylediğimiz gibi; KSK Voleybol Şubesi Yaşayacak!

7 Mart 2015 Cumartesi

Karşıyaka'nın En Şampiyon 2.leri...



2010-2011 sezonuydu; KSK Voleybol Yaşayacak diye bayrak açtığımız sezon; o yıl PAV Takımımız Türkiye 3.sü olurken; Genç Takımımız İzmir 2.si, Yıldız Takımımız ve Küçük Takımımız İzmir Şampiyonu, Küçük Takımımız Türkiye 2.si olurken, şampiyonluğu da kılpayı kaçırıyordu.



Bu yazının konusu 1997 jenerasyonumuz olacak; o yıl Yaş Grupları'ndaki en küçük takımımız olarak son 10 yılın en büyük başarılarına imza atan bu jenerasyonu ele alacağız; daha önceki yazılarımızda sıkça konu ettiğimiz 1990-1992 jenerasyonlarının ardından gelen ve yeterince ele alamadığımız 1993-1994-1995 ve 1996 jenerasyonlarımız ise bir sonraki yazımızın konusu olsun.



2 yıldır A Takımımız formasını giyen ve altyapılarda son Türkiye Şampiyonlukları'mızı yaşayan Nilay Özdemir'den sonra KSK'de pasör pozisyonunda formayı en küçük yaşta giyen isim olan Ayşegül Girgin'in kaptanı olduğu Küçük Takımımız ve o parıl parıl parıldayan kızlarımız bu yazının konusu; önce o yılki maceralarını bir hatırlayalım.


Rakiplerine o yıl şans tanımayan ve son maça alacağı tek setle şampiyonluğu garantileyecek şekilde girmeyi başaran Küçük Takımımız, son maçında da BAL'ı 3-1 yenerek İzmir Şampiyonluğu'nu kazanmıştı. Kupayı bir gün arayla İzmir Şampiyonluğu'nu kazanan Yıldız Takımımız'la birlikte Zübeyde Annemiz'e götüren Küçük Takımımız, en güzel Anneler Günü kutlamasını böylece yapmıştı.

 


İki İzmir Şampiyonluğu'nu küçük bir kutlamayla kutlamış, Türkiye Şampiyonaları öncesinde moral bulmuştuk KSK Voleybol Altyapı ailesi olarak.



Ankara'daki Türkiye Şampiyonası'nda grup maçlarını 2 galibiyet 1 yenilgiyle 2. sırada tamamlayan Küçük Takımımız, çeyrek finalde İstanbul temsilcisi Söğütlüçeşme'yi 3-0 yenerek yarı finale kalırken, güçlü Ankara temsilcisi Gazi Üniversitesi'ni de 3-0 yenerek adını finale yazdırmayı başarıyordu, transfer rekortmeni Fenerbahçe karşısına tamamı spor okullarımızdan yetişen kadromuzla çıkarken, kaptanımız Ayşegül Girgin, bu maça sakatlığına rağmen iğneyle çıkıyor ve 4 setin 2'sinde sahadaki yerini alıyordu. 2-1 öne geçme ve şampiyonluğa yaklaşma şansını 24-21 ile birçok kez set sayısı attığı seti şanssız şekilde 31-33 kaybederek kaçıran takımımız, çok iyi mücadele ettiği final maçını 1-3 kaybetmesine rağmen şampiyon olmuşçasına sevinç yaşamış ve Başkent Voleybol Salonu'nu Kaf-Kaf sesleriyle inletmiş, salonda damat halayı oynamıştı.

Karşıyaka Küçüklerde Türkiye 2.si TV haberi ve röportajı bağlantıda...



Tarihe geçen bu büyük başarıyı o dönemki isim sponsorumuz İzka İnşaat-Azat Yeşil ve şube başkanımız Şeref Tufanyazıcı da ödüllendirmiş ve kızlarımıza bir kokteyl düzenlenmiş ve küçük ödüllerle ödüllendirilmişlerdi.



Bu büyük başarının ardından 4 yıl geçti; o isimleri bir hatırlayalım, şimdi neredeler ona bir bakalım şimdi de:



Ayşegül Girgin; 1997 doğumlu; iki yıldır A Takımımız'da forma giyiyor, bu yıl son Gençler Türkiye Şampiyonası'nı görecek, geçen yılki Gençler Türkiye 5.liği'mizde de büyük pay sahibiydi.

Ece Kozdere; 1997 doğumlu; iki yıldır A Takımımız'da forma giyiyor, bu yıl son Gençler Türkiye Şampiyonası'nı görecek, geçen yılki Gençler Türkiye 5.liği'mizde de pay sahibiydi.

İrem Eren; 1997 doğumlu; geçen yıl A Takımımız'ın formasını giymişti; bu yıl geçici transferle Gelişim Koleji 3. Lig Takımı'nda oynuyor, Gençler Türkiye Şampiyonası'nda son kez oynama isteği var, statü umarız engel olmaz, geçen yılki Gençler Türkiye 5.liği'mizde de pay sahibiydi.

Ayça Karakaç; 1997 doğumlu; Türkiye 2.liği'nde o yıl takımımıza katıldığından oynayamamış, ama arkadaşlarını orada yalnız bırakmamıştı; geçen yıl A Takımımız'ın formasını girmişti; bu yıl geçici transferle Gelişim Koleji 3. Lig Takımı'nda oynuyor, geçen yılki Gençler Türkiye 5.liği'mizde de pay sahibiydi.


Ekinsu Deniz; 1997 doğumlu; geçen yılki Gençler Türkiye 5.liği'mizde de pay sahibiydi; bu yıl Okul Sporları'nda Gelişim Koleji Genç Takımı'nda forma giyiyor.

Eylül Aldanmaz; 1997 doğumlu; bu yıl Genç Takımımız'da forma giyen tek 1997 doğumlu oyuncumuz.

Ekin Şen; 1997 doğumlu; voleybolu bıraktı.

Can Özen Ertekin; 1997 doğumlu; Beta Genç Takımı'nda forma giyiyor.

Berrak Deniz Kakaşçı; 1997 doğumlu; Gelişim Koleji 3. Lig Takımı'nda ve Genç Takımı'nda forma giyiyor, Okul Sporları'nda ise Şemikler Lisesi forması giyiyor, Türkiye 2.liği'nde Ayşegül'ün de sakatlık yaşaması sonrası önemli payı olmuştu.

Buse Kara; 1998 doğumlu; Güçlü Aydoğdu'nun şube başkanı olduğu dönemde kulübümüze yetiştiricilik bedeli kazandırarak Eczacıbaşı'na satılmıştı; geçen yıl Eczacıbaşı Yıldız Takımı ile başarılı bir turnuva geçirdi; bu yıl Eczacıbaşı Genç Takımı'nda forma giyiyor.

Deniz Karagözoğlu; 1998 doğumlu; 2 yıl önce kulübümüzden ayrılarak TVF Spor Lisesi'ne gitmişti; yaşadığı sakatlıkların ardından tekrar Gelişim Koleji'ne döndü ve voleybolu bıraktı; Deniz aynı zamanda KSK'nin efsane futbolcularından rahmetli Nazmi Karagözoğlu'nun da torunu.

Dilan Taşkın; 1998 doğumlu; İzmir BŞB Genç Takımı'nda forma giyiyor.

Buse Aleyna Çetinalp; 1998 doğumlu; Türkiye 2.liğimizde 3. pasör olduğu için forma giyememişti; sonraki yıllarda Berrak'ın Gelişim Koleji'ne geçmesiyle oynama şansı buldu; geçen yıl A Takımımız'da forma giyen en küçük yaştaki oyuncumuz olmuştu; bu yıl belindeki sakatlık nedeniyle voleybolu bıraktı.

Gelelim Türkiye 2.liğimizdeki en küçük oyuncumuza; Yağmur Sıvacı; 1999 doğumlu; Türkiye 2.liğimizde de attığı servislerle katkı sağlayan oyuncumuz; geçen yılki Yıldızlar Türkiye 7.liğimizde önemli payı olmuştu. Bu yıl Yıldız ve Genç Takımımız'da başarıyla oynamaya devam ediyor; yeni pozisyonu olan pasörlüğe de hızla adapte olduğu görülüyor; ama maçlarda zaman zaman smaçöre kayarak sürpriz yapmaya devam ediyor.


Bu tarihi başarıya imza atan 14 oyuncumuzun 5'inin forma giydiği Gelişim Koleji Okul Takımı; yenilgisiz İzmir Şampiyonluğu'nun ardından yarıfinallerde de 4'te 4 ile set vermeden yenilgisizliğini sürdürdü ve Türkiye Şampiyonası Finalleri'nde oynayacak 8 okulun arasına girmeyi başardı.

Kulüpler Şampiyonası'nda ise Karşıyaka formasını bu 14 oyuncunun 4'ü veya 5'i giyebilecek. Gönül, bu başarılı jenerasyonun daha fazla isminin Karşıyaka formasıyla yarışmasını ve Türkiye Şampiyonası'nda mücadele etmesini isterdi; kısmet böyleymiş diyelim.

Umarız; formamızı giyen gençlerimiz, yıldızlarımız, küçüklerimiz yeni tarihi başarılara imza atmaya devam eder; biz de onları her yerde gururla izler ve destekleriz.

Bestelerimizde söylediğimiz gibi; "yıllar yılı haykırsak da salonlarda deli gibi; hiçbir beste anlatamaz sana olan sevgimizi" ve "Boyun eğmeyiz hiç kimseye, Ay-Yıldız var göğsümüzde" ve son olarak "KARŞIYAKA aşk, bir kara sevda, KARŞIYAKA bir tutkudur"

4 Mart 2015 Çarşamba

Uzunca bir aranın ardından tekrar merhaba...

Yaklaşık 2,5 - 3 yıldır yükselmiyordu buralardan Kaf-Sin-Kaf'ın Gür Sesi... Gerek yoktu belki, belki fırsat yoktu, belki de başka sorumluluklar engeldi, şimdi gerek oldu belki, belki fırsat, belki engeller ortadan kalktı. Sesimizin yükselmediği dönemin bir kısmına, 2013-2014 sezonuna dair bir yazı vardı Karşıyaka'nın internetteki ilk sesinde, üç gün öncesine kadar ulaşılabiliyordu, şimdiyse ulaşılamıyor, orada yazanlar KSK Voleybol ailesinin büyük çoğunluğunun, Karşıyaka camiasının vicdanının altına imzasını atacağı satırlar olduğundan anonim olarak kabul edebiliriz orada yazanları, Kaf-Sin-Kaf'ın Gür Sesi'nin uzunca bir aranın ardından tekrar merhabası olsun sizlere; bir sonraki seslenişi ise farklı sorular soracak hepinize, şimdilik merakta kalın...



"Gelelim gözlerden kaçan ama gözbebeğimiz olması gereken sultanlarımıza. Voleybol da altyapı sporcularıyla yeniden yapılanmaya giderek uzun soluklu bir başarı hedeflenmişti. Bu altyapı da çok büyülü bir sözcük aslında. Lafa geldi mi herkes altyapıcı oluyor. Ancak göreve gelir gelmez onlarca transfer yaparak altyapıdan yılların emeği ile yetişmiş oyuncuları gönderiyor. Oysa ki altyapı oyuncuları bu armaya borcunu ödemeyi bilen bizim evlatlarımızdır. Şimdilerde bir sezon oynayıp giden oyunculara gösterilen ilginin onda biri bu sabahın altısında kalkıp idman yapan, sonra okula koşan, sınava çalışan, akşam saatlerine kadar parke de zor şartlarda bu arma için çabalayan, küçük, yıldız, genç takımlardaki tüm kardeşlerimize verilse, boşa heba olmamış olacak. İşte o kızlar, üç kuruşa emeklerini ortaya koyanlar, alın terini akıtıp, aldıkları ilk paraları harcamaya kıyamayan, anaları babaları tribünde Kaf Kaf çekmekten boğazları patlayan o küçük yaştaki aslan yürekli kızlara bu şanlı armayı çok görmemek, güvenerek vermek gerekiyor. Bu sezon bunu yapabilmenin gururunu yaşıyoruz. Sezona 17 yaş ortalaması ile başlayan, şimdilerde 18,5 yaş ortalaması olan kızlarımız, bizim kızlarımız, on binlerce taraftarımızın maçına gelmediği ama arma için canını dişine katan, topraktan yetişme Karşıyakalılar… Şampiyonluk gelecekse onlarla gelsin, ben onlardan gelecek her hüzne hazırım… Tüm bunları anlatırken sevgili hocamızı ve emeklerini atlamayalım. Sezon başı bir kızımızla transfer görüşmesi yaparken, “bize inan, hiçbir şeyden vazgeçmedik, hedef aynı hedef, bütçemiz küçük ama yüreğimiz var “ demiştim… Alper hocam hem kızlarımızı yetiştiriyor, hem geleceği kurtarıyor hem de takımı büyük yarışa hazırlıyor. Göreceksiniz sonuna kadar da bu kızlarla yarışacağız… Gidebilecekken gitmeyen, bizimle kalan tecrübeli kızlarımız, bize inandılar. Bizler onlara tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik. Dedik ki ne bulursak paylaşacağız. Yalan yok. Söz varsa eylem de var. Yapamayacağımızı da istemeyin bizden. Ocak 2014…Ne dediysek yaptık, ne yaptıysak savunduk… Daha da yapacağız elbette. Takviyelerimizi de onlara uyumlu olarak seçtik. Şimdi biz voleybol oynarken eğleniyoruz. Stres yok. Kaybetmeleri önemli değil. Onlara hep diyoruz ki çıkın ve aslanlar gibi kaybedin. Güler gibi ağlayın, bu arma için canınız yanıyorsa ağlarken de güleriz biz… Kaybetmenin güzel olduğu tek yerdir Aşkyaka…Yeter ki insanlar bu aşka kapılsınlar…O aşk bir ömür boyu dinlenen bir masal gibi uyanıkken bile görülen bir düş gibi sarar insanı…Yeşil ve kırmızı…."