16 Ocak 2017 Pazartesi

Kırık Dişli Denizaslanı'nın Hazin Öyküsü



KSK Voleybol'un gönül adamıyım bildiğiniz üzere uzun yıllardır, sanırım bundandır, başka hiçbir özellik ve meziyetim olamayacağı kanısı oluşmuş kimi kesimlerde, oysa örneğin darbuka çalamasam da sesim güzeldir hani, özellikle altyapı maçlarında kimi zaman kızlarımız ve velilerimiz de ufak çaplı konserlere şahit oluyorlar zaman zaman yeri geldiğinde... Neyse konumuz sesimin güzelliği değil, takdir kamuoyunundur zaten, bu yazımız voleybolla ilgili olmasın ki başka ilgi alanlarımız da olabileceğini görsün isterim henüz görememiş olanlar, bu nedenle nesli tükenme riski olan hayvanlara, bu hayvanların yaşam biçimlerine ve "töre"lerine dikkat çekebilmek için kaleme alıyorum bu yazıyı, başkaca bir maksadım yok yani, hem ne maksadım olabilir ki...

Güney denizlerinden zorlu ve maceralı bir yolculuk sonrası kuzeyde bir denizaslanı grubuna dahil olan yazımızın konusu denizaslanı o grubun hem fiyakalı hem de delikanlı genç denizaslanının da göz koymuş olduğu dişi denizaslanına yanaşır, bu erkek denizaslanları arasında ölümüne bir düellonun başlangıç noktasıdır denizaslanı "töresine" göre; hem fiyakalı hem delikanlı kuzeyli denizaslanımız yanlış dişiye yanaşan güneyli denizaslanını düelloya davet eder, sonucu baştan belli olan bu düello sırasında neyse ki dişleri bir kayaya çarparak kırılan güneyli denizaslanı bu sayede ölümden kurtulur; çünkü denizaslanı "töresi"nde kırık dişli denizaslanı erkekten sayılmaz, topluluklardaki erkekler ve dişiler bu denizaslanını görmezden gelir ve dışlarlar, bu sayede hem fiyakalı hem delikanlı kuzeyli denizaslanı kırık dişli güneyli denizaslanını dişlerinin kırıldığı kayanın başında bırakıp artık onun olan dişisinin yanına döner, hem dişleri hem onuru kırılan kırık dişli denizaslanı artık ne yapsa gruba kendini kabul ettirememekte, ne erkeklerden ne dişilerden yüz bulamamakta, avlanan balıklardan pay alamamaktadır, başka gruplara katılmayı denese de dişleri kırık olduğu için o gruplarda da kabul görmeyen denizaslanı çareyi tatlı sulara yönelip hipopotamların (su aygırlarının) arasına katılmakta bulur. Kırık dişli denizaslanının hipopotamların arasında neler yaşadığı ise başka bir yazının konusu ama Jerzy Kosinski'nin "Boyalı Kuş" romanında boyalı kuşun başına gelenlerden çok farklı olmadığını söylemekle yetinelim.

Değinmek istediğim; denizaslanlarının toplumsal doku ve törelerinin insana benzerliğinin yanı sıra, nesli tükenme riski bulunan bu türde töreler nedeniyle bu riskin daha da artmasının zoolog ve veterinerlerce araştırılması; WWF, WSPA, WAP, PETA ve OIE gibi hayvan hakları ve hayvan sağlığı örgütleri tarafından konunun incelenerek çözüme kavuşturulması gereğidir. Kırık dişli denizaslanlarının protez diş, diş nakli veya farklı tedavi yöntemleri ile denizaslanı toplulukları için yeniden tam erkek konumuna kavuşturulması; dişinin kırılmasından ötürü yaşadığı travmayı ve yalnızlaşmayı kendisi gibi sürü tarafından dışlanmış olan dişi denizaslanları da var ise onlarla eşleştirmek veya bu da mümkün olmuyor ise doğal yaşam parklarına nakletmek ve yapılabiliyor ise orada eşleştirme girişiminde bulunmak düşünülmeli, denizaslanlarının neslinin tükenme riski azaltılmaya çalışılmalıdır.

Hayvan dostu okurlarımızın bu konuda duyarlılığın artırılması ve hayvan hakları ve sağlığı örgütlerinin bu önemli soruna dikkatini çekmek için yardım ve desteklerini istiyor ve bekliyorum. Ve yazımı George Orwell'in "Hayvan Çiftliği" romanının giriş sözcüğünü uyarlayarak noktalamak istiyorum: 
"Bütün denizaslanları eşittir, bazı denizaslanları daha eşittir."
Ya da Özdemir Asaf'ın bir şiirinden uyarlama yapalım:
"Bütün denizaslanları hızla kirleniyordu,
Birinciliği kırık dişliye verdiler"
Ya da 115. Yaşgününü dün kutladığımız Nazım Hikmet'ten yapalım uyarlamamızı:
"En güzel denizaslanı,
Dişi henüz kırılmamış olandır"

Yazının sonunun yukarıdakilerden hangisi olması gerektiğini okurlarımıza bırakarak sonlandıralım yazımızı...

Herşey dünyamız, doğamız ve denizaslanları için...

Alphan Aksoylar
Kaf-Sin-Kaf'ın Gür Sesi
KSK Voleybol Şubesi Sonsuza Dek Yaşayacak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder