6 Mart 2017 Pazartesi

Mor Hipopotam - Karşıyaka'nın Gençleri Playoff'ta


Biliyorsunuz "Kırık Dişli Denizaslanı'nın Hazin Öyküsü" büyük yankı uyandırmış; yurtiçinde mesleki kıskançlığın etkisiyle hayvan dostu örgütlerimizin desteğini yeterince alamasa da özellikle yurtdışında hayvan hakları ve hayvan sağlığı örgütlerinin ilgisini çekmiş, büyük beğeni toplamıştı; konu hakkında araştırmacı ve bilim insanlarının yazımı referans göstererek önemli dergilere ve akademik yayınlara yazdıkları makaleler benim için çok değerli; konunun çözümüne katkıda bulunması ise tek dileğim. Uluslararası Hayvan Hakları ve Sağlığı Örgütleri Birliği'nin bu yıl ilk kez vereceği "2017 Hayvan Mücadele ve Dayanışması Onur Ödülü"nün (Honorary Award for Animal Struggle and Solidarity 2017) bu yılki 4 adayından biri olduğumu öğrenmek ise benim için büyük sürpriz oldu; bu büyük onuru tüm kırık dişli denizaslanlarına ithaf ediyorum. Bu vesile ile "Mor Hipopotam - Kırık Dişli Denizaslanı'nın Hazin Öyküsü 2" başlıklı; Kırık Dişli Denizaslanı'nın tatlı sularda Hipopotamların arasında yaşadığı dramatik öyküyü yazmama gerek kalmamış oldu; zaten Jerzy Kosinski'nin "Boyalı Kuş" romanında boyalı kuşun başına gelenlere atıfta bulunarak "Mor Hipopotam"ın içeriği hakkında ipuçları vermiştim, bu yazıyı okurlarımızın hayal gücüne bırakalım.

Birilerinin yaklaşık 1 ay önce 8 Şubat Çarşamba yapmış olduğu incelikli ve normal insan beyninin algılama olanağı bulunmayan Karşıyaka'nın normal sezonu 7. bitirmesi beklentisi gerçekleşmedi, yaralı düşmana hançer saplayamayanlar bu hesabı bozdular ne yazık ki; birileri böyle hüzünler içinde düşünedursun, asıl hesap bozan hepimizin bildiği gibi, bir sevgi, dayanışma ve mücadele takımı olan Karşıyaka'nın Gençleri, Zübeyde Hanım'ın Kızları, başantrenörümüz Tamer Çamlıbel başta olmak üzere teknik ekibimiz, Serkan Ergüven başkanlığındaki şube yönetimimiz, büyük taraftarımız ve KSK Voleybol ailemiz oldu. Bu vesile ile kızlarımızı bugünlere getiren ailelerine; tüm altyapı ve üstyapı antrenörlerine ve Karşıyakalı olmalarına vesile olanlara bir kez daha teşekkür edelim.

Geçtiğimiz hafta birileri duymazdan gelerek yazılarına taşımaktan imtina etseler de 2000 kişinin maç öncesi ısınmalardan başlamak üzere aralıksız saatlerce koro halinde küfürlerine maruz kalan Karşıyaka'nın Gençleri, Zübeyde Hanım'ın Kızları cevabı sahada oynadığı mükemmel voleybolla vererek yıldızlar topluluğu rakibini eze eze yenmiş; Playoff yolunda avantajı ele geçirmeyi bilmişti. Dün maçımızdan önce oynanan karşılaşmada Manisa BŞB'nin Alaşehir Bld.'yi deplasmanda 3-1 yenerek grubumuzda Playoff'u garantileyen ikinci ekip olmasının ardından takımımıza Salihli Bld. maçında alacağı 3 puan Playoff'u garantilemek için yeterli hale gelmişti; Salihli Bld. Olga Geyko gibi birçok takımı Sultanlar Ligi'ne taşımış kaliteli pasörü olmak üzere 2 yabancısı; Karşıyaka patentli ve Karşıyaka'da forma giymiş 4 oyuncusu ile hedefsiz olsa da zorlu bir rakipti; zaten ilk sette de bunu kanıtlayarak özellikle Kaptan Buket Yılmaz ve Semra Özer'in etkili oyunları ile seti alarak Playoff biletimizi zorlaştırdılar; ama zoru seven Karşıyaka'nın Gençleri, Zübeyde Hanım'ın Kızları oynama şansı bulan tüm oyuncularımızın katkısı ve mücadelesi ile; son 3 sette sahaya müthiş bir performans koyan ve maçın yıldızı olan 1999 doğumlu pasörümüz Elif Öner'in liderliği ve organizasyonu ile 3-1'lik galibiyete ulaştı ve grubumuzda Playoff'u garantileyen 3. takım oldu; önümüzdeki hafta Manisa BŞB deplasmanında alacağımız sonuca göre normal sezonu 2., 3. veya 4. sırada tamamlayacağız ki sıralama Yarıfinallerdeki rakiplerimizi ve fikstürümüzü netleştirecek; grubumuzda Playoff'un son ekibi 55 puanlı Bursaspor'un grubu lider bitirmeyi garantileyen Beylikdüzü karşısında; 54 puanlı Alaşehir Bld.'nin hedefsiz Rota Koleji karşısında alacağı sonuçlar ile belirlenecek; B Grubu'nda ise İlbank, Gümüşhane Gençlerbirliği ve Samsun Anakent BŞB ile birlikte Playoff'a kalacak son takım 56 puanlı Bolu Bld.'nin 3. Samsun Anakent BŞB, 54 puanlı Pursaklar V. İhtisas'ın Sakarya Hendek karşısında alacağı sonuçlar ile netleşecek.

Birileri takımımızı bir oyuncunun performansına dayalı diye niteleyerek küçümsemeye çalışadursun; her maç farklı oyuncularımız ön plana çıkmaya ve galibiyetlere katkı vermeye devam ediyor; tüm oyuncularımızı tarihe şimdiden geçen destansı 2016-2017 sezonu için kutluyor; destanın yeni bölümlerinde şimdiden oyun şansı ve üstünlüğü ile başarılar diliyoruz, bu başarıyı harika bir sezon performansı sergilerken şanssız sakatlığı ve geçirdiği operasyon ile sezonu kapatan ama arkadaşlarını hiçbir zaman yalnız bırakmayan pasörümüz Ayşegül Girgin'e hediye ediyor; rehabilitasyon sürecinin en iyi şekilde geçmesi ve parkelere eskisinden daha sağlıklı ve güçlü şekilde parkelere dönmesini umuyor ve bekliyoruz.

Yazımızın fotoğrafını ise yaralı düşmana hançer saplama hevesleri kursaklarında kalanlara hediye ediyoruz.

Alphan Aksoylar 
Kaf-Sin-Kaf'ın Gür Sesi
KSK Voleybol Şubesi Sonsuza Dek Yaşayacak

16 Ocak 2017 Pazartesi

Kırık Dişli Denizaslanı'nın Hazin Öyküsü



KSK Voleybol'un gönül adamıyım bildiğiniz üzere uzun yıllardır, sanırım bundandır, başka hiçbir özellik ve meziyetim olamayacağı kanısı oluşmuş kimi kesimlerde, oysa örneğin darbuka çalamasam da sesim güzeldir hani, özellikle altyapı maçlarında kimi zaman kızlarımız ve velilerimiz de ufak çaplı konserlere şahit oluyorlar zaman zaman yeri geldiğinde... Neyse konumuz sesimin güzelliği değil, takdir kamuoyunundur zaten, bu yazımız voleybolla ilgili olmasın ki başka ilgi alanlarımız da olabileceğini görsün isterim henüz görememiş olanlar, bu nedenle nesli tükenme riski olan hayvanlara, bu hayvanların yaşam biçimlerine ve "töre"lerine dikkat çekebilmek için kaleme alıyorum bu yazıyı, başkaca bir maksadım yok yani, hem ne maksadım olabilir ki...

Güney denizlerinden zorlu ve maceralı bir yolculuk sonrası kuzeyde bir denizaslanı grubuna dahil olan yazımızın konusu denizaslanı o grubun hem fiyakalı hem de delikanlı genç denizaslanının da göz koymuş olduğu dişi denizaslanına yanaşır, bu erkek denizaslanları arasında ölümüne bir düellonun başlangıç noktasıdır denizaslanı "töresine" göre; hem fiyakalı hem delikanlı kuzeyli denizaslanımız yanlış dişiye yanaşan güneyli denizaslanını düelloya davet eder, sonucu baştan belli olan bu düello sırasında neyse ki dişleri bir kayaya çarparak kırılan güneyli denizaslanı bu sayede ölümden kurtulur; çünkü denizaslanı "töresi"nde kırık dişli denizaslanı erkekten sayılmaz, topluluklardaki erkekler ve dişiler bu denizaslanını görmezden gelir ve dışlarlar, bu sayede hem fiyakalı hem delikanlı kuzeyli denizaslanı kırık dişli güneyli denizaslanını dişlerinin kırıldığı kayanın başında bırakıp artık onun olan dişisinin yanına döner, hem dişleri hem onuru kırılan kırık dişli denizaslanı artık ne yapsa gruba kendini kabul ettirememekte, ne erkeklerden ne dişilerden yüz bulamamakta, avlanan balıklardan pay alamamaktadır, başka gruplara katılmayı denese de dişleri kırık olduğu için o gruplarda da kabul görmeyen denizaslanı çareyi tatlı sulara yönelip hipopotamların (su aygırlarının) arasına katılmakta bulur. Kırık dişli denizaslanının hipopotamların arasında neler yaşadığı ise başka bir yazının konusu ama Jerzy Kosinski'nin "Boyalı Kuş" romanında boyalı kuşun başına gelenlerden çok farklı olmadığını söylemekle yetinelim.

Değinmek istediğim; denizaslanlarının toplumsal doku ve törelerinin insana benzerliğinin yanı sıra, nesli tükenme riski bulunan bu türde töreler nedeniyle bu riskin daha da artmasının zoolog ve veterinerlerce araştırılması; WWF, WSPA, WAP, PETA ve OIE gibi hayvan hakları ve hayvan sağlığı örgütleri tarafından konunun incelenerek çözüme kavuşturulması gereğidir. Kırık dişli denizaslanlarının protez diş, diş nakli veya farklı tedavi yöntemleri ile denizaslanı toplulukları için yeniden tam erkek konumuna kavuşturulması; dişinin kırılmasından ötürü yaşadığı travmayı ve yalnızlaşmayı kendisi gibi sürü tarafından dışlanmış olan dişi denizaslanları da var ise onlarla eşleştirmek veya bu da mümkün olmuyor ise doğal yaşam parklarına nakletmek ve yapılabiliyor ise orada eşleştirme girişiminde bulunmak düşünülmeli, denizaslanlarının neslinin tükenme riski azaltılmaya çalışılmalıdır.

Hayvan dostu okurlarımızın bu konuda duyarlılığın artırılması ve hayvan hakları ve sağlığı örgütlerinin bu önemli soruna dikkatini çekmek için yardım ve desteklerini istiyor ve bekliyorum. Ve yazımı George Orwell'in "Hayvan Çiftliği" romanının giriş sözcüğünü uyarlayarak noktalamak istiyorum: 
"Bütün denizaslanları eşittir, bazı denizaslanları daha eşittir."
Ya da Özdemir Asaf'ın bir şiirinden uyarlama yapalım:
"Bütün denizaslanları hızla kirleniyordu,
Birinciliği kırık dişliye verdiler"
Ya da 115. Yaşgününü dün kutladığımız Nazım Hikmet'ten yapalım uyarlamamızı:
"En güzel denizaslanı,
Dişi henüz kırılmamış olandır"

Yazının sonunun yukarıdakilerden hangisi olması gerektiğini okurlarımıza bırakarak sonlandıralım yazımızı...

Herşey dünyamız, doğamız ve denizaslanları için...

Alphan Aksoylar
Kaf-Sin-Kaf'ın Gür Sesi
KSK Voleybol Şubesi Sonsuza Dek Yaşayacak